Dünyanın doğal ve finansal kaynakları, süratle azalıyor. Alternatif kaynaklara yönelmek, yeni iş alanları oluşturmak ve daha sürdürülebilir bir çevre ve iş ortamı oluşturmak zorundayız. Teknoloji sektöründe de kaynak kısıtı söz konusu. Pasta büyüse de masanın etrafındakilerin sayısı sürekli artıyor. Tüketicilerin seçenekleri çığ gibi artarken, “yaratıcılık” kırbacı sektörün sırtında sürekli “şaklıyor”. Üstelik bu durum sadece Katar ve Türkiye için değil, dünyanın her yeri için geçerli. Bunu da çok iyi biliyoruz.

İşte bu ortamda çare; birbiri ile rekabet eden halindeki tarafların ortak çıkarları için belli koşullara bağlı olarak işbirliği yapması. Çünkü ortak akıl dışında bir başka gücümüz yok. İnsanın tek başına, markaların tek tek, kaynakların bölünerek büyümesi mümkün değil. Aynı sektörün oyuncularının birbirini “satın almasını beklemekten” önce, kaynakları çoğaltması acil bir ihtiyaç. “Bazı” oyuncuların ringden düşmelerini beklemekten yerine, herkesin sapasağlam oyunda kalması için bir şeyler yapmalı. Türkiye ve Katar yeni dönemde daha güçlü bir beraberliğe sahip olmalı.

Tek tek başaramayacaklarımızı, birlikten güç doğurarak başaracağız. Aramızdaki “Güçlü Beraberliği”, dışarda “Ortak Akıl” ile tamamlayacağız. Bölgesel İşbirliği içinde “rekabetçilik” ile “birliğin” bir arada mümkün olduğu “rekaberlik” ile mümkün! Her türlü işbirliğine açık, her iki ülkenin sektörlerinin tüm taraflarının birlikte kazanacağı yöntemleri ortak akılla bulmak için BERABER YÜRÜMELİ, BERABER BÜYÜMELİ!